İlan ve Reklam Vergisinde İki Sorun


İlan ve Reklam Vergisinde İki Sorun

Hükümetimizin verdiği cömert teşviklere, sağladığı muhtelif kolaylıklara rağmen Türkiye’de imalat sektöründe faaliyet göstermenin kendine özgü zorlukları olduğu bir gerçek. Vergi yükü ağır, haksız rekabet fazla, nitelikli işgücü bulmak zor… Hatta uzun zamandır yürürlükte olan mevzuatların nasıl uygulanacağına ilişkin belirsizlikler dahi söz konusu. Bu durum ise iş insanların önünü görmesine, planlama yapmasına engel. Aynen ilan ve reklam vergisinde olduğu gibi. Gelin, bu yazımızda bu konuda sık sık karşılaşılan iki soruna göz atalım. Tabi mevzuatı bir özetledikten sonra. 

Kısaca İlan ve Reklam Vergisi

Yerel yönetimlerin sundukları hizmetleri süreklilik esasına göre yürütebilmesi için kendilerine ait gelir kaynakları olması gerekir. Ülkemizde bu amaca yönelik düzenlemelerin başında 2664 sayılı Belediye Gelirleri Kanunu gelir. Bu Kanun ile getirilen vergilerin başında ise ilan ve reklam vergisi.

Belediyelerin sınırları ile kendilerine bağlanan alanlar (mücavir alanlar) içinde yapılan her türlü ilan ve reklam bu vergiye tabidir. Ancak bu kuralın birçok da istisnası vardır. Örneğin gazetelerde çıkan ilanlardan, ürün ambalajlarından, siyasal parti tanıtımı gibi belirli amaçlara yönelik veya belirli büyüklükteki tabelalardan vergi alınmaz. 

Endüstriyel reklamcılık sektörü olarak imal ettiğimiz ürünlerin birçoğu ise vergiye tabidir: Levha ve resim gibi sabit ilanlar, motorlu taşıtların iç ve dış yüzeylerine konulan ilanlar, sokaklara, bina cephelerinde yapılan reklamlar, ışıklı veya projeksiyonlu ilanlar, afişler, broşür ve kataloglar, hatta eşantiyon diye dağıtılan takvim ve biblolar…

Belediye Gelirleri Kanunu Genel Tebliği (Seri No:45) uyarınca ilan ve reklam vergisi Bakanlar Kurulu (günümüzde Cumhurbaşkanlığı) tarafından yeni tarife belirleninceye kadar 2013 yılı tutarları üzerinden alınmaktadır. Dolayısıyla hali hazırda belediyelerin farklı tarifeler belirlemesi söz konusu değildir.

Vergi Kaç Metrekareden Alınır?

Derneğimize ulaşan şikayetlerden ilan ve reklam vergisine ilişkin en sık karşılaşılan sorunlardan bir tanesinin vergiye esas alanın belirlenmesi olduğu anlaşılıyor. Sorun nerede çıkıyor, bir örnekle açıklayalım.

X markası lacivert arka plan önünde beyaz harflerden oluşan bir kurumsal kimlik kullanmaktadır. Bir binaya komple lacivert cephe kaplaması yapılır, ön cepheye ise beyaz kutu harf uygulaması ile markanın adı yazılır. Bina komple olarak markayı yansıtmaktadır, bu nedenle binanın tüm cephelerinin yüzölçümü vergiye tabi olacak mıdır?

Yanıt, hayır. Zira Kanun’da açık hüküm var: “Herhangibir yüzeye yazılmak, takılmak veya çizilmek suretiyle yapılan ilan ve reklamlarda yazı ve resimlerin kapladığı alanın yüzölçümü esas alınır.” Dolayısıyla sadece kutu harfler esas alınarak alan hesabı yapılması gerekir.

Ayrıca belirtmek gerekir ki üzerinde amblem, yazı vb. markayı ayırt edici bir işaret bulunmayan yönlendirme tabelası, flama, bayrak gibi ürünler de verginin konusuna girmez. Danıştay’ın görüşü de bu yöndedir.

“…. Akaryakıt A.Ş. nezdinde düzenlenen 23.11.1986 gün ve 548 sayılı yoklama fişi ile 100 x 350 cm ebadında sarı, kırmızı ve beyaz renkli ve iki yönlü bir adet flamanın asılı bulunduğunun tespit edildiği ve işyerinde bulunan yetkili kişiye imzalatılmadığının anlaşıldığı, yapılan bu tespitlere itibar edilmesi gerekeceği, sözü edilen flamanın amblemsiz, sarı, kırmızı ve beyaz renklerden oluştuğu, davacı şirkete ait herhangi bir isim veya ilan ve reklam niteliğini taşıyan bir ibarenin bulunmadığı, bu nedenle yapılan kusur cezalı tarhiyatta yasal isabet görülmediği gerekçesi ile kabulüne”( Dan. 9D 04/04/1989, 1988/419E., 1989/1040 K.)

Bu vesileyle vergiye esas alanın belirlenmesine ilişkin iki kuralı daha hatırlatalım: Yarım metrekareye kadar olan ışıksız levhalar vergiye tabi değildir. Daha büyük olanların ise yarım metrekareyi aşan kısmı tabidir. Ancak bu kural tabela bazında değil, işyerine bazında uygulanır. Dolayısıyla bir işyerinde birden fazla yarım metrekarelik tabela varsa sadece bir tanesi için vergi ödenmeyecektir.

Diğer kuralımız da metrekare üzerinden yapılan hesaplamalarda yarım metrekareye kadar olan kesirlerin yarım metrekeraye, aşanların tam metrakereye tamamlanmasıdır. Yani 1,4 metrekarelik bir tabela 1,5; 1,6 metrekarelik bir tabela 2 metrekare kabul edilerek vergilenir.

Endüstriyel Reklamcılar Vergiden Sorumlu Mudur?

Hayır, değildir. Zira vergi mükellefi ilan ve reklamı kendi adına yapan veya yaptıran kişiler, yani reklamverenler ya da ilan ve reklam işlerini mutat meslek olarak ifa edenler, yani mecra kiralaması yapan işletmelerdir. Dolayısıyla tabela, totem, cephe giydirmesi, afiş, pankart ve benzeri kurumsal kimlik ürünlerini imal eden endüstriyel reklamcılar verginin mükellefi değildir. Zira endüstriyel reklamcılar başkaları adına reklam yapmaz, reklam amacıyla kullanılacak materyalleri üretir. Haliyle asıl mükellefler vergiyi ödemese bile endüstriyel reklamcılar vergiden sorumlu tutulamaz. 

Kanunun bu konuda açık olmasına rağmen bazen belediyelerin tabelalarının yanında yazılı imalatçı bilgilerinden yola çıkarak endüstriyel reklamcılara ilan ve reklam vergisi tarhiyatı yaptığı, ceza kestiği, hatta doğrudan ödeme emirleri gönderdiği vakidir. Bu durumda yapılması gereken süresi içinde vergi mahkemelerine başvurarak yapılan işlemin iptalinin istenmesidir. Ödeme emirleri için ayrıca yürütmenin durdurulması talep edilmelidir.

İlan ve reklam vergisi denildiğinde başka başka sorunlar da gündeme geliyor tabi. Bunları da belki ileride ele alırız. 

ARED Perspektif / Eylül 2020