Bugün Neden Sıkıntı Çekiyoruz?


Ülkemizde son yaşadığımız ekonomik krizden sonra, sektör olarak kendime bu soruyu sordum. Düşündüklerimi de paylaşmak istedim.

Ülkemizde, son gelişmeler karşısında en önemli konu sektörler olarak kaynakların geçmiş dönemde doğru kullanılıp kullanılmadığının bugün sorgulanması gerektiğini düşünüyorum.

Çünkü bugün yaşadığımız sıkıntının değerlendirmesini yaparsak, geçen yıllarda siyasi ve ekonomik gelişmelerin bize verdiği fırsatı değerlendirdik. İşletmelerimizde büyüme trendine girerek bina yatırımı, üretim için makine yatırımı ve istihdamı artırıcı gelişmeleri çok kısa sürede gerçekleştirdik.

Yatırım yaparken üretim organizasyonunu, verimlilik çalışmalarını ve pazarla ilgili organizasyonlarımızı gerektiği gibi kuramadık.

Öyle ki fuarlara gezmeye gittik, memlekete makineyle döndük. Anlık kararlarla yatırım yaptık.

İşletmelerde hevesle, umutla alınmış makinelerin işsizlikten bir köşede duruyor olmasının nedenlerini sorgulamadık.

Bunları gerçekleştirirken yatırımlarda öz sermayemizi ve aldığımız kredileri ne kadar doğru kullanıp kullanmadığımızı sorgulamadık.

Yatırım öncesi FİZİBİLİTE etüdünü yapmadık, yapanların ise gerçekçi olarak kullandığını görmedik.

Duygularımızla davrandık, mantığımızı yanlış yönlendirdik.

Sektör büyüyor, bu büyüyen pazardan biz de payımıza düşeni alırız mantığı ile hiç durmadan yatırıma devam ettik. Pastadan payımıza ne düşecek, ben ne kadarını alırım diye sormadan, bunun gereğini yapmadan pazarın tamamına talip olduk. Olmadı.HATALAR YAPTIK!…

Bu gün geldiğimiz nokta; bunun faturasını ödüyor olmamızdır.

Ticareti kuralına göre yapamadık.

Kendi öz kaynağımızın çok üstünde borçlandık. Aramızda düne kadar ben banka ile çalışmam, çek bilmem getir malını al paranı diye söylemde bulunanların bile yolu bankalarla kesişti. Önceleri günlük haftalık kesilen çekler aylara dağıtılarak, pırasa gibi doğrandı. Çekin bile itibarı kalmadı.

Paranın maliyeti yükseldi ama bankaların kredi vermesinden gururlandık.

Öyle bir an geldi ki leasing, kredi için kapımızdan ayrılmayan bankalar ne olduysa artık bize zorluklar çıkarmaya başladı ve kredi vermez oldu.

Daha dün günlük ödemelerimizde eksiğimizi tamamlamak için bir iki esnaf arkadaşımızdan telefonla isteyip alabildiğimiz paralar, bugün alınamaz oldu.

Piyasalara ciddi bir güvensizlik bunalımı bulaştı.

Birbirimizle yaptığımız işin kalitesiyle, güzelliğiyle, orjinalliğiyle, müşteri memnuniyetiyle yarışmak yerine, pazarına bakmadan onun aldığı makinenin bir üst modelini alarak, üretim maliyetini kaliteden ödün vermeden düşürmek gayreti yerine, kendimize ,yaşantımıza yatırım yaptık. “Olduğumuz gibi görünmek yerine göründüğümüz gibi olduk.”

Üstüne üstlük, malzeme fiyatına iş, mürekkep maliyetine baskı derken, fiyat rekabeti ile karlılığımızı yok ederek, şirketimizin geleceğini karartırken, acımasızca birbirimizi de yok etmeye başladık. Sonuçta bu günlere geldik.

Elbette; yaptığımız hataların farkına varıp, yaşadıklarımızdan ders çıkararak ticareti yeni oluşan kurallarına göre yaparak bu günleri geride bırakabiliriz.

Bunları yapabilenler gelinen bu noktadan yine beraberce çıkacak, pazardan pay almaya devam edeceklerdir.

Bu dönemde alacakları önlemlerle şirketlerinin güvenirliğini koruyanlar ise gelecekte başarılı olacaklardır.

Birol FEDAİ

Açıkhava Reklamcıları Derneği

Başkan

Açıkhavada Haberler / Nisan-2009