Hukukçu Gözüyle – Eylül 2017 [ 01 Eylül 2017 ]


Hukukçu Gözüyle – Eylül 2017

SOSYAL MEDYADA PAYLAŞIN :

GÜNCEL KONULARA GENEL BAKIŞ

2018’de Artacak Emlak Vergileri

1319 sayılı Emlak Vergisi Kanunu hükümlerine göre her 4 yılda bir emlak vergisine esas olacak asgari değerler komisyonlarca tespit edilip belediyelere gönderiliyor. Daha önceki yıllarda Emlak vergi değerlerindeki artışa kişisel başvuru olanağı yoktu. Anayasa Mahkemesinin iptal kararı sonrası 2018 yılı için belirlenen ve 30 Haziran’da yayınlanan emlak vergi değerlerine karşı kişisel dava yolu açılmış oldu.

Her ne kadar yayın organlarında bu değerlere karşı kişisel dava hakkının bu süreden itibaren 30 gün olduğu ve 30 Temmuz gibi dava hakkının sona ereceği belirtilmişse de, emlak vergisinin tarh edildiği 2018 Ocak ayından başlamak üzere vergiyi ödemek üzere belediyeye yaptığınız başvuru tarihini öğrenme tarihi göstererek veya ödeme anında ”İHTİRAZİ KAYITLA ÖDENMİŞTİR” ibaresini ekleyerek 30 gün içerisinde asgari emlak vergi değerinin fahiş olduğundan bahisle gayrimenkulünüzün bulunduğu vergi mahkemesinde vergiyi ödediğiniz belediyeyi davalı olarak göstererek dava açabilirsiniz.

Yargıtay İş Akdinin Feshinde işçinin savunmasının alınmasını feshin geçerlilik nedeni olarak görüyor. Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 24.05.2017 tarihli kararı:

“4857 İş Kanunu’nun 19’uncu maddesine göre: “Hakkındaki iddialara karşı savunmasını almadan bir işçinin belirsiz süreli iş sözleşmesi, o işçinin davranışına veya verimi ile ilgili sebeplerle feshedilemez. Ancak, işverenin 25’inci maddenin (II) numaralı bendi şartlarına uygun fesih hakkı saklıdır”. Bu hükümle, işçinin savunmasının alınması, işçinin davranışı veya verimi ile ilgili sebeplerle iş sözleşmesinin feshi için bir şart olarak öngörülmüş ve salt işçinin savunmasının alınmamasının tek başına, süreli feshin geçersizliği sonucunu doğuracağı ifade edilmiştir. Madde açıkça sadece işverenin 4857 Sayılı İş Kanunu’nun 25/II numaralı bendinde sayılan haklı sebeplerle fesihte savunma alınmayacağını düzenlemiş, 25. maddenin diğer bentlerini dışında tutmamıştır. İşçinin sağlık nedeni ile iş görme edimini yerine getirmemesi, verimi ile ilgili olduğundan 19. madde uyarınca savunmasının alınması gerekir.

Dosya içeriğine göre davacı işçinin iş sözleşmesinin, 4857 Sayılı İş Kanunu’nun 25/I maddesi uyarınca sağlık nedenleri ile davalı işverence feshedilmiş, ancak savunması alınmamıştır.

Davacının iş sözleşmesinin sağlık sebepleri ile feshedilmesine karşın, fesih öncesinde savunmasının alınmamış olması feshin geçersizliği sonucunu doğurmaktadır. Diğer taraftan her ne kadar davalı işverence, İş Kanunu 25/1-b uyarınca davacının iş sözleşmesinin feshedildiği savunulsa da, somut olayda işçinin tutulduğu hastalığın tedavi edilemeyecek nitelikte olduğu ve işyerinde çalışmasında sakınca bulunduğu hususları da ispatlanamamıştır. Tüm bu sebeplerle davanın kabulü yerine yazılı şekilde reddi hatalıdır.”

Av. Ayşe Z. AYDIN
Açıkhava Reklamcıları Derneği
Genel Koordinatör
aysezaydin@ared.org.tr