ARED Sohbetleri’nde Yüksekte Güvenle Çalışma konuşuldu [ 23 Şubat 2021 ]


ARED Sohbetleri’nde Yüksekte Güvenle Çalışma konuşuldu

SOSYAL MEDYADA PAYLAŞIN :

ARED Sohbetleri etkinlikleri kapsamında, 20 Şubat 2021 tarihinde, ARED Yönetim Kurulu Üyesi Evren Güldoğan’ın moderatörlüğünde ve PLATFORMDER Genel Sekreter Yardımcısı Abdullah Tuncer’in katılımıyla, “Yüksekte Güvenle Çalışma” konusu, endüstriyel reklamcılık sektörü tarafındaki farkındalığıyla birlikte değerlendirilerek ele alındı. 

Personel Yükseltici Platform İşletmeci İmalatçı ve Distribütörleri Derneği, kısa adıyla PLATFORMDER iş birliğiyle, son dönemde üzücü olaylara da yol açan önemli bir konu olan “Yüksekte Güvenle Çalışma” hakkında farkındalık sohbeti gerçekleştirildi. Konuların anlaşılırlığını artırmak ve bilgiye kolayca erişmek için programda meydana gelen diyaloglardan derlenen soru-cevap metnini aşağıdan takip edebilirsiniz.

Evren Güldoğan: Yüksekte çalışmayı tanımlayabilir misiniz?

Abdullah Tuncer: Yüksekte çalışmayla, hayatımızın her safhasında karşılaşıyoruz. Seviye farkının olduğu her faaliyet yüksekte çalışmadır. Bu konuda ülkemizin kanunlarında herhangi bir metraj verilmemektedir ve aslında bu durum, ülkemizin kamu otoritesinin bu konuya vermiş olduğu ehemmiyeti göstermektedir. Örneğin Amerika’da yüksekte çalışma sınırı 1.2 metredir. Avrupa’da ise 1.8 metre olarak belirlenmiştir fakat ülkemizde 0’dır ve seviye farkının olduğu herşey yüksekte çalışmadır. Bu husustaki en önemli yanlış anlaşılma; yapı işleri denildiği için aklımıza inşaat gelmesidir ama inşaatın dışında da hayatımızın her noktasında yüksekte çalışma bulunuyor. Örneğin sizler tabelayı asarken inşaat işi yapmazsınız fakat personeliniz yüksekte çalışır. 

Evren Güldoğan: Endüstriyel reklamcılık sektöründe bizler tabela ve totemler dikiyor, pano, cephe kaplama ve billboard işleri yapıyoruz. Bütün bunlar yüksekte çalışmaya giriyor mu?

Abdullah Tuncer: Evet. Çünkü siz personeli, bir seviye farkı oluşturacak biçimde yükseğe kaldırıyorsunuz. Çalışan kişi ile zemin arasında bir fark oluşur ve bunun adı yüksekte çalışmadır. 

Evren Güldoğan: ARED üyesi firmalar içerisinde imalatçı da, uygulayıcı da mevcut. Hem imalat hem uygulama yapan da var ve aslında bu konu sektörümüzdeki herkesi çok yakından ilgilendiriyor. O halde bu kapsamdaki montaj işlerinde yani sahadaki uygulamalarımızda hangi ekipmanları kullanmalıyız, örnek verebilir misiniz?

Abdullah Tuncer: Öncelikle ekipmanla yapılacak işin iç mekanda mı dış mekanda mı olacağına karar vermelisiniz. Örneğin iç mekanda olacak bir operasyonda egzoz gazı çıkaracak ekipmanlar kullanmak riskli olacaktır. Çünkü kapalı alan artı dış mekanda yapılacak bir işte kullanılan personel yükseltici platform dediğimiz ürün grubunun, öncelikle bir keşfinin yapılması gerekiyor. Araç için bir firmadan teklif alırken kapsamı iyi belirleyip aktarmalısınız. Personel yükseltici platformlar 7 ana kategorilidir ama 150 çeşit ürün vardır. Bu araçlarla bir insanı, eğer ortam ve rüzgar gibi iklimsel faktörler de müsaade ediyorsa, 5,5 metreden 109 metreye kadar yükseltme imkanınız bulunuyor. Bu nedenle işin yapılacağı ortamda yapılacak olan keşif çok önemli.

Evren Güldoğan: Bazen sektördeki arkadaşlardan sadece üretip getirmeleri isteniyor ve vinç kısmını ayarlayacaklarını söylüyorlar. İşveren ben vinci ayarlayacağım, personelini gönder dediği için pek çok kaza yaşandı. Sizce bu tip durumlarda ne yapmamız gerekir?

Abdullah Tuncer: Anahtar teslim iş yapıyorsanız, vinci de platformu da siz tedarik edecekseniz hizmet aldığınız ekipmanın standartlara uygun olmasına dikkat etmelisiniz. Bir yük kaldırmak için tasarlanmış mobil vincin ucuna sepet veya sallanır sepet takılarak insan kaldırılıyorsa bu durum, iş ekipmanları yönetmeliği kapsamına aykırı bir harekettir. Bundan doğacak kazadan dolayı her iki taraf da sorumlu olacaktır. Yapmanız gereken; personel yükseltici platformun standartlara uygun olmasını sağlamak olmalı. Standartlara uygunluğunu periyodik kontrollerini talep ederek kontrol edebilirsiniz. 3-6-12 periyodik kontrolleri vardır. İnsan kaldırmak için tasarlanmış ekipmanların kullanım standartları, üretim standartları farklıdır ve periyodik kontrolleri de farklı yapılır. Bir mobil vincin periyodik kontrolü ile araç üstü vincin kontrolleri çok çok farklı.

Evren Güldoğan: Yani yük kaldıran ve insan kaldıran ekipmanların teknik düzende tamamen farklı kuralları var, öyle mi?

Abdullah Tuncer: Ekipmanı kimin ürettiğine, üretici beyanına hakim olmak gerekiyor. Çünkü makina yönetmeliğinde üreticinin beyanı esastır. Bu aşama da tamamlandığında makinayı kullanacak kişinin operatörlük belgesinin olup olmadığı kontrol edilmelidir. Personel ve yük yükseltici platform operatörlük belgesi, 2015 yılından beri Milli Eğitim Bakanlığı Özel Öğretim Kurumları Genel Müdürlüğü tarafından tedbirden geçmiştir ve operatörlük belgesi olarak verilmektedir. Eğer karayolunda seyir edecekseniz operatörlük belgesini ehliyetinize işletebiliyorsunuz, şantiyede çalışacaksanız belge olarak durması kafidir. Bu adımların hepsi sorgulanmalı, kontrol edilmelidir.

Evren Güldoğan: Çok önemli bilgiler olduğu için tekrar üzerinden geçmek isterim. Örneğin anahtar teslim bir iş aldık, montajı da yapacağız ve vincimiz yok. Pek çok maliyetimiz var ve vinç de ciddi bir yatırım fakat önemini sayenizde çok daha iyi anlıyoruz. Ama bu örnek için vinci dışarıdan kiraladığımızı varsayıyorum. Takip etmemiz gereken adımları tekrarlar mısınız? Çünkü çoğumuz dışarıdan hizmet alıyoruz bu konuda.

Abdullah Tuncer: Firma ben her şeyi sizden istiyorum dedi ve her firmanın mutlaka bir İSG uzmanı vardır değil mi? İSG uzmanlarınızdan hizmet alınacak ekipmanla ilgili CE belgesini, eğer yerli üreticiyse uygunluk beyanını, periyodik kontrollerini istemelisiniz. Mevzuata göre periyodik kontrollerde 1 yılı geçmemeliyiz. Ülkemizde de çalışma durumuna göre 3 aylık, 6 aylık veya 1 yıllık periyodik kontrollerinin yapılması gerekiyor. Bu adımlar da geçildiğinde ekipmanı kullanacak operatör sizin personeliniz değilse belgesini sorgulamalısınız. Sizin personelinizse belgelendirmelisiniz.

Evren Güldoğan: Bu konuda da çoğumuz dışarıdan hizmet alıyoruz.

Abdullah Tuncer: Son aşamada ise ekipman ile tabela asılırken oluşan kazada meydana gelen hasarı karşılama konusunda sigorta devreye giriyor. Farklı çeşitlerde sigortalar bulunuyor 3.  taraf mali mesuliyet sigortası, kanca kırılma sigortası gibi. Sigorta konusunda destek alınması daha profesyonel bir yaklaşım oluyor. Ülkemizde de bunu yapan derneğimizin üyesi bulunmaktadır. Düşünün milyon dolarlık yatırım yapıyorsunuz, bir tane totem hazırladınız ve bunu kurarken vinç kırıldı. Siz de bunu anahtar teslim yapıyorsunuz… Maliyetiniz boşa gitmiş olacak. Bu gibi durumlarda kiralama firmalarının, bu gibi sigortalarla hem sizi hem kendini güvence altına alması gerekiyor. 

Evren Güldoğan: Dolayısıyla aslında biz dışardan vinç hizmeti veya platform hizmeti aldığımızda, her zaman için sigorta belgelerini de sorgulamalıyız, öyle mi?

Abdullah Tuncer: Sözleşme çok önemlidir, taraflar görev ve sorumluluklarını bilmelidir. Örneğin bir platform kiraladınız sizin işinizi yaparken operatör gidip başka bir tarafta da iş yaptı ve bir kaza meydana geldi. Bu tip durumlarla inanın çok karşılaştık. Burada sektörünüzdeki insanların bu şartları sağlayan firmalarla mutlak manada çalışmaya gayret göstermesi gerekiyor ya da şartları zorlamalı. Hayır demeyi bilmeliyiz çünkü paradan daha önemli şeyler bulunuyor. 

Evren Güldoğan:  Çok doğru bir noktaya değindiniz. Bizim sektörümüzde de çok değerli ve pahalı makinelere yatırımlar yapılıyor. Makineden de ziyade bir çalışanın zarar görmesinin manevi yükü de çok ağır. SGK ve çalışanın size açtığı davalar da cabası... Hatta hiç günahınızın olmadığını düşünmeniz halinde bile bu durumlarla karşılaşabilirsiniz. Bu nedenlerle ciddi önlemler alınması gerekiyor.

Abdullah Tuncer: Personel yükseltici platformların önemine dair iki hususa da değinmek istiyorum. Bunlardan bir tanesi kısa zamanda işi bitirmeye yaramaları, ikincisi ise bu kısa süredeki işi güvenli bir biçimde yapabilmek. Bunun tarihini incelersek, 1944 yılında Jay Eitel adlı bir kişiye rastlıyoruz. Bu kişi lise yıllarında yazları kiraz toplayarak harçlık çıkarıyor, ağaca inip çıkarak çok fazla süre harcıyor fakat az para kazanıyor. Kısa sürede daha fazla ürün toplamak için birşey yapması gerektiğini düşünüyor ve 1944 yılında ilk defa cherry picker dediğimiz personel yükseltici platformların temelini atıyor. Zaten  Amerika’da bu ürünün adı Cherry Picker yani kiraz toplayıcı olarak geçiyor. 1969 yılında yani 25 yıl sonra, JLG dediğimiz Amerikan personel yükseltici platform sektörünün en eski firmalarından kurucu John L. Grove, eşiyle beraber, 1696 yılında bir seyahate çıkıyor. Barajın inşaatını seyrederken elektriğe kapılan işçileri görüyor ve yüksekte güvenli çalışmak için bir ekipman üretmenin gerekliliğini fark ediyor. Günümüzde kullanılan personel yükseltici platformların temeli de bu şekilde atılmış oluyor. Yani iki farklı faaliyetten biri işi kısa sürede bitirmek ikincisi ise iş sağlığı ve güvenliği açısından işi güvenli ortamda yapmak. 

Evren Güldoğan: Peki, gelen sorulardan birini yöneltmek istiyorum. Tabelayı taşımak için ayrı, montajı yapacak personel için ayrı vinç mi kullanılmalıdır?

Abdullah Tuncer: Kesinlikle. İnsan kaldıran platformlardaki sepetin altına halatla yükü de koyuyorlar ve bu kesinlikle kabul edilecek birşey değildir, kanuna da aykırıdır. İnsan yanına o yükseklikte çalışacağı ekipmanı yük olarak alır ve çıkar. Mesela sepet 200 kg adam 120 kg ise geriye kalan 80 kg yukarıda çalışacağı işle alakalıdır. Kalkıp da siz o sepetin altına eğer bir tabela koyarsanız mevzuata ve İSG kanununa aykırı bir iş yapmış olursunuz. Yükü kaldıracak ekipman ayrıdır, insan kaldıracak ekipman ayrıdır. Ben para kaybediyorum, ikisini tek ekipmanla yapmak istiyorum derseniz dönüşü olmayan kazalara yol açabilirsiniz.

Evren Güldoğan:  Gerekirse 2 vinç olmalı... Yani bir tanesi tabelayı kaldıracak bir tanesi de personeli kaldıracak?

Abdullah Tuncer: O montajı yapacak ekipmanı vinç veya başka bir ekipman değildir, sadece personel yükseltici platformdur.

Evren Güldoğan:  İş Güvenliği Kanunu’ndan belki de daha detaylı bahsetmeliyiz, tam bir bilinçlenelim. Hangi mevzuatlara dikkat etmemiz gerekiyor?

Abdullah Tuncer: 6331 Sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’na dikkat etmeliyiz. Yapı işlerinde iş sağlığı ve güvenliği yüksekte çalışmanın uygulamalı esaslarını belirler. Ayrıca sektörümüzde kullanılan makinalar iş ekipmanları yönetmeliği açısından bazı kanun ve mevzuatlara uymak zorundadır. Personel yükseltici platformlar nedir, nerelerde kullanılır hangi standartlarda üretilmiş olmalıdır, periyodik kontrollerinin nasıl yapılmış olması gerekir konuları mevzuatta anlatılır. Bu mevzuatta ayrıca üretim standartı, personel yükseltici platformda iki gruptadır. Bir kendinden yürüyüşlü, iki araç üstü olmak üzere. Kendinden yürüyüşlü grup da kendi arasında 6’ya ayrılır. Makaslı Platformlar, Eklemli Platformlar, Teleskopik Platformlar, Dikey Platformlar, Örümcek Platformlar ve Çekilebilir Platformlardır. Yerli üreticilerin de yurtdışındaki üreticilerin de yapabildiği EN 280 standardına göre üretilmişse plakası vardır. Plakayı görülebilir bir yere monte ederler ve bu plaka üzerinde de o ekipmanın çalışma sınırları bilgileri yer alır. Bu bilgiler; rüzgarda ne kadar yükseğe çıkacağı, ne kadar yük kaldıracağı, ne kadarlık eğimde çalışacağı gibi bilgilerdir. Dolayısıyla EN 280 standardına göre üretilmiş olması çok önemlidir. Makine emniyet yönetmeliği de bizim açımızdan çok önemlidir.

Evren Güldoğan: Türkiye’deki özellikle geçerli hususlar nelerdir? Hangi belgeyi hangi aşamada, niye soracağımız açısından Türkiye mevzuatını daha iyi bilmek lazım sanırım. 

Abdullah Tuncer: Makine emniyet yönetmeliği ve EN 280 standardı aranması gereken hususlardır. Makine emniyet yönetmeliğindeki mevzuata göre üreticinin beyanı esas alınır. En önemlisi de ekipmanların kontrol cihazlarının olmamasıdır. Bazen kapasitesi dahilinde ürünü kullanamayacağınız bir ortam da olabilir. 90 metrelik bir ekipman, 90 metreye bir insanı çıkartabilir ama rüzgar olduğunda 70 metrede işlem kesilir, 70 metreden daha yukarı çıkaramazsınız.

Mesela bir kaza olduğunda ve o kazadan sonra üretici Türkiye’ye geldiğinde kara kutusuna bakar ve çizgilerinin 12 metre dışına taştığını görürse yine olumsuz bir durum oluşur. Bu platformlar 3-4 metreye çıktığında bile tedirginlik yaratmaya başlarken 70-80 metrelere çıkıyoruz.  Gerekli güvenliğin sağlanması aslında sahada bu hizmeti alanlardan da bekleniyor. Yani muhakkak parayı değil standartlara uygunluğu önceleyeceğiz ve kiralama firmalarından evrakları isteyeceğiz.

Evren Güldoğan: Bizim sektörümüzde ufak tefek firmalar da olsa büyük markalarla çalışabiliyor. Örneğin büyük bir akaryakıt dağıtım firmasıyla sözleşme yaparken çok müzakere imkanı olmadan ya da incelemeden imzalayıp geçebiliyoruz. Aslında dediğiniz bütün sorumlulukları üstleniyoruz ama farkında değiliz. 

Abdullah Tuncer: Haklısınız. Sizlerin bu konudaki hassasiyetiniz ve bu hassasiyetin kiralama firmalarında oluşturacağı baskı neticesinde  bir farkındalık oluşabilir, üretici bu konuda uyarılabilir.

Evren Güldoğan: Aslında Dernek olarak bu anlamda üyelerimizi daha sıkı bir biçimde bilinçlendirmeliyiz. 

Abdullah Tuncer: Burada firmalarınızda istihdam ettiğiniz İSG uzmanlarına çok büyük iş düşüyor. Aslında onlar bu konuda gerekli hasassiyeti gösterseler birçok problemi çözmüş olurlar. Örneğin personel yükseltici operatörlüğünde kesinlikle Milli Eğitim Bakanlığı’nın vermiş olduğu belge geçerlidir. Bunun dışında herhangi bir yerden aldığımız belgenin geçerliliği yoktur, bunu defalarca söylüyoruz. Kanunla belirlenmiş kurumların belirlemiş olduğu mevzuata göre operatörlük belgesinin standartları bellidir ve siz de o şablona girersiniz, belgeyi alırsınız ve ondan sonra ehliyetinize işletirsiniz. Şuanda 50’den fazla iş makinesi için 50’den fazla operatörlük belgesi vardır. Forklift operatörü ayrıdır, trans palet operatörlüğü ayrıdır, elektrikli forklift vardır, gezer köprülü vinçler vardır fabrikalarda onun belgesi ayrıdır, personel yükseltici platform operatörlüğü ayrıdır, mobil vinç ayrıdır... Bunlar Milli Eğitim Bakanlığı tarafından kaliteden geçmiş ve şuanda uygulanan mevzuatlardır ve buna göre de eğitimler verilir. 

Evren Güldoğan: 2019 sonunda Bodrum’da bir reklamcı vefat etti. Vincin ucunda sepet takılmış ve orada çalışma yapıyorken vinç devrilmiş. 6 metre aşağıya düşmüş, vefat etmiş. Biz o davayı inceledik ARED olarak. Tabi müdahil olma hakkımız yoktu ceza davası olduğu için ama aileye yardımcı olduk. Tazminat davası devam ediyor ama ceza davasında vinç kiralayan firmanın sahibine ceza çıktı. Çünkü o işe vinç gönderilmemesi, makaslı platform gönderilmesi gerekiyormuş.

Abdullah Tuncer: Sizden ricam, bunu plaket haline getirin, tüm üyelerinize ve tüm kiralama firmalarına gönderin. Bakın böyle bir emsal karar var, bundan sonra böyle bir işi yapmam demelisiniz. Çünkü emsal niteliğinde bir karardır, çok önemli bir karar alınmış.

Evren Güldoğan: Ayrıca hapis cezası çıktı.

Abdullah Tuncer: Bu kararı çıkaran hakime çok teşekkür ediyorum.

Evren Güldoğan: Çok önemli gerçekten... Biz de yakından takip ediyorduk ve 3 ayrı bilirkişiden gelen, heyetlerden gelen raporların sonucunda hakim topladı ve böyle bir karara vardı. 

Bir de şöyle bir konu var. Kendi personelimizin kişisel koruyucu donanımını (KKD) temin etmek, nasıl kullanmaları gerektiğini de biz öğretmek durumundayız. Dışarıdan doğru ekipmanı getirdik ama kişisel koruyucu donanımlar bizim yükümlülüğümüzde. Orada da bir ayrım vardır herhalde diye düşünüyorum. Çünkü personellerimizi eğitmek ve onlara KKD’leri vermek bizim sorumluluğumuz. Hangi KKD’leri biz vermek zorundayız gibi bir ayrım var mıdır?

Abdullah Tuncer: Kişisel koruyucu donanımlardan bahsediyoruz. Yüksekte çalışıyorlar ise öncelikle kişisel koruyucu donanım ile ilgili mevzuat var. Bu mevzuatlara uygun ekipman olması gerekir ve belirli işaretler olmalıdır. Bunların nasıl okunduğuyla alakalı mevzuat zaten açık, net bir şekilde bilgi vermektedir. Ama bizde ne olması lazım emniyet kemeri kesinlikle olmalı. Mesela Rize’deki kazada emniyet kemeri yok denilmişti. Yani orada emniyet kemerine gelene kadar aslında o sepetin nasıl devrildiğinin soruşturulması lazım. EN 280 standartına göre böyle bir sepetin devrilmesi mümkünat dahilinde değildir. Diğer konu ankraj noktası, sepetin içinde bağlantı noktası ile kemerimizi bağladığımız bir halat vardır, biz ona lanyart diyoruz. Bunun uzunluğu 1.2 metre, 1.3, 1.6 şeklindedir ve sizin sepetten dışarı çıkmanızı engelliyor. Zaten platform sepetin dışına çıkmadan çalışmanızı sağlıyor bu ekipmanlar. Bazen sepetin üzerine bir kalas koyuyorlar ve onun üzerine çıkıyorlar. Bu oldukça yanlış. Ekipmanlar üzerinde belli başlı yerler vardır, sizin hareket kabiliyetinizi kısıtlamaz. Mutlaka baret olmalıdır, yüksekte çalışıyorken baş kısmına birşey düşebilir. Fosforlu ikaz yelek yüksekte çalışırken gözle görülür olmanızı sağlar. Darbelere karşı yalıtkan ayakkabı da önemlidir çünkü yüksekte çalışıyorsanız en büyük kazalar elektrik kablolarına temasla gerçekleşir. Bunlar olmazsa olmaz ekipmanlardır. Bunların standardı vardır, o standartlara göre ekipmanlar verilmeli ve kullanılması iş esnasında zorunluluk haline getirilmelidir. 

Evren Güldoğan: Gelen sorularda, bir elemanımız yüksekte çalışırsa aşağıda bir gözcü olması gerekiyor mu, sorusu da mevcut. Bu konuya da açıklık getirir misiniz?

Abdullah Tuncer: Aslında şantiyelerde oluyor, yüksekte çalışırken özellikle bazen güneş çarpması olduğu veya bir rahatsızlıktan dolayı yüksekte sepetin içinde çalışan kişinin kontrol edilmesi gerekiyor. Bir rahatsızlık geçirdiği veya bir kaza olduğu görülürse o ekipmanı aşağıya indirmemiz gerekiyor. Bunun açısından da gözcü çalıştırmak önemlidir. 

Bir rakam vermek gerekirse örneğin Türkiye’de 2013-2017 yılları arasında 2578 ölümlü iş kazası olmuş. Bu kazaların ilk üçünde yüzde 44.4’ü yüksekten düşmüş ve yüzde 17.8 trafik ve iş kazası, yüzde 10.4 sağlık sorunu şeklinde devam ediyor. Yani yüksekten düşme neredeyse yarısı kadar. 

Avrupa’da bu işle alakalı 29 ülkede bir araştırma yapıldı. Bu araştırma neticesinde 29 ülkede 83 ölümlü kaza var ve bunun da 25’i elektrik çarpması. Çünkü yüksekteyken siz üstünüzdeki elektrik kablolarını görmüyorsunuz. Bu ekipmanların kullanımı esnasında çevreyi çok iyi görmeniz lazım, aşağıdan birisinin bakması lazım. Yüksekte gerilim hatlarına çarpılarak ölme çok fazla oluyor maalesef..

Yayının tamamına https://youtu.be/VQPEsYXkF1Y bağlantısından ulaşabilirsiniz.