ARED Sohbetleri'nde SGK Teşvikleri ve İstihdam Avantajlarını konuştuk [ 07 Nisan 2021 ]


ARED Sohbetleri'nde SGK Teşvikleri ve İstihdam Avantajlarını konuştuk

SOSYAL MEDYADA PAYLAŞIN :

ARED Sohbetleri etkinlikleri kapsamında, 3 Nisan 2021 tarihinde, ARED Yönetim Kurulu Yedek Üyesi Oktay Dalkıran’ın moderatörlüğünde ve İstinye Üniversitesi Öğretim Üyesi ve Resul Kurt Danışmanlık & ArnoldStanley Yönetici Ortağı Doç. Dr. Resul Kurt’un katılımıyla, “SGK Teşvikleri ve İstihdam Avantajları” konusu ele alındı.

Endüstriyel reklamcılık sektöründe faaliyette bulunan kişi ve kurumların ilgili alandaki farkındalığını artırabilmek adına ARED ile iş birliği yapan Doç Dr. Resul Kurt’un, Oktay Dalkıran’ın yönlendirici sorularıyla renklenen sunumunda oldukça önemli konular üzerinde duruldu. Konuların anlaşılırlığını artırmak ve bilgiye kolayca erişmek için programda meydana gelen diyaloglardan derlenen soru-cevap metnini aşağıdan takip edebilirsiniz.

Doç. Dr. Resul Kurt: Teşvikler, işletmelerin rekabet gücünü artırmada önemli avantajlar sağlayan unsurlardır. Teşviklerden iyi faydalanabilmek rekabet gücünü artırmayı, maliyetleri düşürmeyi, işletme giderlerini azaltmayı ve süreçten yasal anlamda faydalanmayı içeriyor. Geriye dönük çantacı şeklinde tabir edilen pek çok firma kapınızı çalıp teşviklerinizi hesaplamayı öneriyordur. Meclis de bu firmalara yönelik bir torba kanun çıkarıldı ve kanunla birlikte geriye dönük teşviklerden faydalanma kaldırılıyor. Dün itibariyle TBMM Başkanlığı’na bir torba kanunu verildi. Bu torba kanunu içerisindeki maddelerden birisi de geriye dönük teşviklerden faydalanmanın kaldırılması oldu. 

Ülkemizde 21 civarında teşvik var ve uzmanlar tarafından bile karıştırılabiliyor. Bunun en bilineni 5510 sayılı kanundur. Bu kanun borcunuz yoksa, primlerinizi düzenli ödüyorsanız, sigortasız işçi çalıştırmıyorsanız doğrudan faydalandığınız bir teşviktir. Bunun haricinde kayıtlı istihdamı artırmak veya dezavantajlı kesimleri istihdama kazandırmak için de teşvikler olabilir. Dolayısıyla uygulama içerisinde farklı kanunlarda yer alan 5510 sayılı kanunda 7 tane, 4447 sayılı kanunda 8 tane, iş kanununda 1 tane, 5746 sayılı kanunda 1 tane, 5225 sayılı kanunda 1 tane, 2828 sayılı kanunda 1 tane, 3294 sayılı kanunda 1 tane ve son olarak  6331 sayılı kanunda 1 tane olmak üzere toplam 8 ayrı kanunda yer alan 21 farklı teşvikten bahsediyoruz. Kanunlardan en çok uygulananı masrafsız, kimseye komisyon vermenize gerek olmayan 5510 teşvikidir. Bunun ötesinde engelli teşviki, ARGE indirim teşvikleri veya ilave istihdam teşvikleri de şirketlerin avantajına getirilen düzenlemelerdir. 

Oktay Dalkıran: Türkiye’nin dört bir tarafında kurumsallaşmasını kısmen tamamlamış veya daha yeni kurulmuş, üretici, imalatçı, toptançı, yurt dışından malzeme getiren, makine getiren gibi endüstriyel reklamcılık sektörünün pek çok bileşeni var. Sektörümüzün çok farklı alanlarda faaliyet göstermesi çok büyük bir kazanç. Ancak üretim yapan, özellikle de yurt dışına iş yapan firmalarımızın karşılaştığı ciddi sorunlar var. Bunlardan biri teşvikleri tam anlamıyla takip edememeleri, bilgi sahibi olamamaları ve sizin de bahsetmiş olduğunuz üzere çantacı şeklinde tabir edilen firmaların sürekli müdahaleleriyle birlikte acaba bir şeyleri yanlış yaptıklarına yönelik oluşan görüşleri artıyor. 

Doç. Dr. Resul Kurt: Birçok şirketin bu teşviklerden faydalandığını ümit ediyorum. Bu süreçte şirketin çalışanları da zor durumda kalıyorlar. Halbuki insanlar belki işini çok iyi yapıyordur ve bu tür müdahalelere her zaman itibar etmemek gerekiyor. Şirket çalışanlarını veya şirketin iş yaptığı firmaları öyle saldırgan usluplarla, etiksiz durumlarla karşılaştırıyorlar ki… Günün sonunda geriye dönük teşvik de bittikten sonra bu firmaların büyük bir bölümü kapanma tehlikesiyle karşılaşıyor. Faydalanmayan şirketlerin mutlaka bir yerden hizmet alıp bu işlemlerini yapmasını tavsiye ederim. Belki 15-20 güne kanun çıkacaktır. 

Oktay Dalkıran: Geriye dönük teşvik neden yapılıyor? Mevcut cari dönemde bu teşviklerden şirketler neden yararlanamıyor ve teşvikleri neden kaçırıyoruz sizce?

Doç. Dr. Resul Kurt: Teşvikleri uygulamak çok karmaşık ve gerçekten zor. İşletmeler ek bir hata yapıldığında ceza geleceği için korkuyor. Özverili olsa bile bu ayrı bir uzmanlık alanı aslında. Örneğin bizim bu konuda çok büyük yatırım yaptığımız alanlarımız var ve bu işi yazılımla yapıyoruz. Bunu manuel takip etme imkanı inanın yok. Sürekli güncellemeniz, yatırım yapmanız gereken bir konu. Bu nedenle işletmeler cari ayları kaçırabiliyorlar. Geriye dönük 6 ay düzeltme hakkı olduğu için de süreç böyle devam ediyor. İşletmelerde bilgi ve tecrübelerin teşvikleri ayırt etme, kullanabilme, uygulayabilme imkanlarından mahrum olması sorunu yaşanıyor çünkü süreç ayrı bir uzmanlık alanına dayanıyor. Bunun doğru olanı şirketlerin kendi çalışanlarıyla bu teşviklerden faydalanmasıdır ama bu alt yapısı yoksa bir bilenden hizmet alması en doğrusudur.
Oktay Dalkıran: Sektörümüzün faydalanabileceği teşvikler nelerdir?

Doç. Dr. Resul Kurt: 

  • 5 puanlık bir teşvik var ve 2008’den beri devam ediyor. 5510 kanun türüyle veriliyor ve bundan yararlanmak için borcun olmaması, verginin zamanında ödenmiş olması, sigortasız işçi çalıştırılmaması ve primlerin düzenli ödenmesi gerekiyor. Şartlar sağlanmışsa işverenin hiçbir hesaplamasına gerek kalmaksızın, sistem üzerinden otomatik olarak 5510 kanun türüyle gönderim sağlanarak teşvikten yararlanılabilir. 
  • Yurt dışına götürülen sigortalılara uygulanan 6486 kanun türüyle verilen 5 puanlık bir indirim de söz konusu. Bu destek aslında 2020 sonunda bitmişti fakat süresi 31.12.2021’e kadar uzatıldı. 51 il ve Bozcaada, Gökçeada olmak üzere 5 puanlık indirim ve arkasından 6 puanlık ek bir indirim sağlanması sürecini ifade ediyor. 
  • Bir diğer teşvik BAĞKUR prim teşviki. Primler düzenli ödeniyorsa 5 puan indirimden faydalanılabiliyor. Patronların kendi primlerini asgari ücretten ödemesi ve emekli olduklarında çalışanlarından çok daha az bir emekli aylığına muhtaç kalması gibi sorunlar yaşanabilir. İyi bir emekli aylığı için en azından 10-12 bin brüt gerekiyor. 5 puanlık BAĞKUR indirimi sağlandığı için en azından 12 bin üzerinden BAĞKUR primlerini ödemeleri için bile bu teşvikten yararlanmaları bir avantajdır.
  • Genç girişimci teşviki ise 18-29 yaş aralığında olup ilk defa iş yeri açan gerçek kişilere veriliyor. Burada aylık 1.234 liralık bir destek söz konusudur. 
  • Asgari ücret desteği aslında 2020 yılında bitmişti ama 2021 yılı için de Sayın Çalışma Bakanı asgari ücreti açıklarken yine aylık 75 TL asgari ücret desteği verileceğini açıkladı. Bunun henüz kanuni alt düzenlemesi çıkmadı, Haziran’a doğru çıkacağını düşünüyoruz. 
  • İşsizlik ödeneği alanların istihdamına getirilen bir teşvik de mevcut ve 15921 belge kanun numarası ile veriliyor. İşsizlik ödeneği alanların işe alınması durumunda firmaya bir teşvik uygulanabilir. Bu çok uygulanan bir teşvik değil çünkü insanlar işsizlik ödeneğini alırken çalışmak istemiyor veya tercih etmiyor fakat asgari ücret üzerinden biz bu işsizlik ödeneği alan kişileri işe aldığımız zaman bir teşvikten faydalanma imkanımız doğuyor. 
  • Çok tehlikeli sınıfta yer alan iş yerlerinde işsizlik sigortası, işveren hissesi teşvikinden de söz edebiliyoruz. Tamamen iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili bir destek. 
  • Genç kadın ve meslek sahibi olanların istihdamına yönelik 6111 teşvikler de en çok faydalanılan teşviklerdendir. Özellikle yüksek ücretlerde yani 5 bin küsur liraya kadar olan ücretlerde teşvikten faydalanma imkanı bulunuyor. 5 bin 500 TL üzerinde bir teşvik almak firma için oldukça değerli diye düşünüyorum. Prim belgeleri süresinde verilirse ve ödenirse, herhangi bir sigortasız işçi çalıştırılmazsa, borç bulunmazsa ve en önemlisi hareketli bir 6 aylık çalışan ortalaması varsa bu teşvikten faydalanabiliriz. Bir önceki 6 ay hep hareketli olduğu için bunu normal bir manuel sistemde takip etmek çok zor. Bir de 3000-5000 gibi bir sayı söz konusuysa program vasıtasıyla her bir kişi için ortalama sayı tespit edilip, bunun üzerinden hesaplama yapılması gerekiyor. Bu nedenle işe alım yaparken sektörün aynı yeteneklere sahip işçilerden 6 aydan fazla işsiz olanlar varsa mutlaka bu kişileri tercih etmesi gerekiyor. 6 aylık işsiz yoksa ve en az 3 aylık işsiz varsa yine onu tercih etmelerini öneririm. İşe alım yapacak herkese personeli önce İŞKUR’a işsiz olarak-iş arayan olarak kayıt edip ondan sonra işe almalarını tavsiye ederiz. Ayrıca işe almadan önce SGK’nın potansiyel teşvik sorgulama ekranından da bu kişilerin hangi teşviklerden faydalanabileceğini sorgulamanızı öneriyorum.
  • 6111 teşviki de uzatıldı ve sigortalı yönünden yine 31 Aralık 2022’ye kadar işe alınanlar faydalanıyor. Kadın sigortalı, 18 yaşından büyük olduğunda bu destekten faydalanıyor. İşe alındığı tarihten önce 6 ay işsiz olması gerekiyor, fiilen çalışması gerekiyor ve erkek sigortalıların da 18-29 yaş aralığında olması gerekiyor. Yani burada İŞKUR’a kayıt olduğunda 6 ay ilave olarak bu teşvikten faydalanma imkanı olduğunu söyleyelim. Özellikle İŞKUR’un tanıdığı özel bir istihdam modeli var. Buna “İş başı eğitimi” deniyor ve mutlaka bütün sektördeki işletmelere tavsiye ederim. İŞKUR ile bu iş birliğini kurmak işletmelere; hem kendi kurumsal yapılarına kültürlerine uygun eleman yetiştirebilme imkanı sağlar hem bir işsiz kardeşimizi meslek sahibi yapma fırsatını yakalarız. 
  • İlave istihdam teşvikinden de söz edebiliyoruz. 7103 diye bilinen ilave istihdam teşviki bir önceki yılın ortalamasında işe aldığımız kişiler için, asgari ücret üzerinden, sigorta primlerinden faydalanma imkanımız ve vergiden faydalanma imkanımız var.
  • Pandeminin getirisi olarak 7252 normalleşme desteği mevcut. Kısa çalışma ödeneği 31 Mart 2021’de bitti. 17 Mayıs 2021 tarihine kadar pandemi ücretsiz izni ve nakdi ücret desteği yasakları devam edecek. Dolayısıyla koronavirüs sürecinde sigortalılar için böyle bir normalleşme desteği veriliyor ve miktarı bir çalışan için 1341 TL değerindedir. 
  • İstihdama dönüş prim desteği var buda yine pandemiyle birlikte gündemimize gelen desteklerden birisidir. Günlük destek tutarı 2021’den itibaren Ocak ayından itibaren 53 lira 67 kuruş bir rakamdan bahsediyoruz. Bu da aylık olarak baktığımız zaman 1610 liralık bir tutara karşılık geliyor.
  • Artı istihdam prim desteği de yine normalleşme döneminde ekonomik aktivitenin desteklenmesi, işletmelerin zor durumlarının ortadan kaldırılması ve işçilik maliyetlerinin düşürülmesi amacıyla uygulanan, 2021 yılı için 1610 TL olarak belirlenen bir teşviktir. Bu engelli sigortalılar için herhangi bir hesaplamaya gerek kalmadan engelli kadronuzda olan sigortalılar için kullanabileceğiniz bir teşviktir. Örneğin 100 çalışanınız var 3 tane engelli birey çalıştırmanız gerekiyor. Bu 3 engelli bireyi 14857 kanun numarasıyla bildirdiğiniz zaman bir hesaplama yapmanıza gerek olmaksızın asgari ücret üzerinden primlerinin ödenmesi söz konusu olacaktır.
  • ARGE tasarım faaliyetlerine ilişkin 5746 sayılı bir teşvik var. Bu da yine yasal süresinde prim belgelerini veren, fiilen sigortalı çalıştırılanlara ARGE ve tasarım personeline ve yine destek personeli dediğimiz ARGE personelinin %10’unu aşmayan personel olmak üzere koşulları sağlandığında ilgili teşvikten faydalanabilirsiniz. 
  • Kültür yatırımları ve gelişimleri hakkında uygulanan sigorta prim teşviki de mevcut. Bu çok uygulanan ve çok bilinen, kullanılan bir teşvik değil. 
  • Bir diğeri sosyal hizmetlerde faydalanan çocukların istihdamı halinde uygulanan teşvik 2828 kanun türündeki teşviktir ve bu da çok uygulanmıyor.
  • 3294 kanun numarasıyla, sosyal yardım alanların istihdamında uygulanan bir teşvik var. Bu da çok uygulanmıyor ama özellikle kırsal bölgelerde belki  sosyal desteklerden faydalanan kişiler için söz konusu olabilir diye düşünüyoruz. 

Genel olarak teşviklerin genel yapısı bu şekildedir. Belirttiğim üzere teşvikler çok karışık gelebilir ve uygulama zorluğu yaşandığı için işletmeler teşvikleri kullanmak suretiyle profesyonel destek alarak belki de en doğru yöntemi uygulayabilirler. Fakat bu zorunlu değildir, işletmeler, kendi personelleriyle de bu süreci yönetebilir.

Oktay Dalkıran: Sektöre çalıştırdığımız personelin maliyeti işimizin maliyetinde çok önemli bir payın sahibi. Özellikle ajans tarafı olan, nitelikli beyaz yaka çalıştıran firmalarımız için ciddi bir rakamı ifade ediyor. Şirketler özellikle pandeminin yoğun yaşandığı, işlerin kısmen azaldığı bu dönemde, personel istihdam ederken ciddi manada kafaları karıştı. 

Doç. Dr. Resul Kurt: Bir işletmenin iş başı eğitim programlarını kullanmasını tavsiye ediyorum. Birincisi MEGİP projelerini kullanmaları, KOSGEB Nitelikli Eleman teşvik desteklerini kullanmaları, işe aldıkları herkes için mutlaka önce İŞKUR’a işsiz kaydını yaptırmaları, İŞKUR üzerinden eleman almaları, işe aldıkları kişileri mutlaka mümkünse 6 aydan fazla işsiz olanlar arasından tercih etmeleri, mümkün değilse aynı nitelikteki insanlar arasından 3 aydan fazla işsiz olanları tercih etmeleri yöntemleri bu aşamada onlara yardımcı olabilir. Ayrıca işe alım ekibi mutlaka her işe alacağı kişi için potansiyel teşvik sorgulama ekranından sorgulama yapmalı, hangi kişide hangi teşviklerin çıktığını belirlemelidir. 

Oktay Dalkıran: İŞKUR ile alakalı İşbaşı Eğitim programında, özelikle işe alınan personellerin 3 ay ya da 6 ay boyunca sadece sağlıktan yararlanabildiği, daha sonra işe alma zorunluluğunun olduğu konusunun da personele aktarılması gerekiyor. Aksi takdirde personel ve şirketler karşı karşıya gelebilir.

Doç. Dr. Resul Kurt: İşbaşı eğitim; yeni mezun emek istihdam piyasasına yeni girmiş yetiştirilmek üzere alınan insanlar içindir. İŞKUR asgari ücretin neti üzerinden ödeme yapar ve size de asgari ücretin brüt tutarının %50’sine kadar vergi işlemez. Yani maaşın netini zaten İŞKUR ödemiş olur. 

Oktay Dalkıran: SGK mesleklere göre belirlediği prime esas kazancın altında beyan yapan işverenlere geçmişe dönük cezalı işlem yapıp teşvikleri iptal ediyor, buna ilişkin yasal düzenleme var mı?

Doç. Dr. Resul Kurt: Veteriner hekim, gıda mühendisi, elektrik mühendisi gibi istihdamı zorunlu personeller vardır. Bu kişileri istihdam edebilmek için odalardan belli bir tarife üzerinden ücret ödeme zorunluluğu var. Noterden yapılan sözleşme bulunuyor bu kişiler için veya yabancı işçiye çalışma izni alırken siz bir ücret tahahüt ediyorsunuz. Bakanlık size şu meslek için şu kadar ücret ödemen lazım diyor ve onu tahahüt ediyorsunuz. Bunları tahahüt ettiğiniz için yerine getirmeniz lazım ama bunun ötesinde SGK’da böyle bir mevzuat yoktur. 

Oktay Dalkıran: Çalıştırılan bir personele istinaden geriye dönük ceza işlemleri yapılıyor. Dolayısıyla bunların bir iptali mümkün mü veya böyle bir çalışma var mı?

Doç. Dr. Resul Kurt: İptali konusunda çalışma yok ama bu konuyla ilgili ciddi sorunlar yaşanıyor. Meslek odalarının ve örgütlerinin, kendi mesleklerine mensup olan mühendis arkadaşları koruma, onların özlük haklarının iyileştirilmesiyle ilgili bir düzenleme sağlanması kapsamındaysa sorduğunuz soru, yasal bir düzenleme bulunmuyor. Fakat siz noterden bir sözleşme yaptığınız için yasal olarak kendinizi bağlamış oluyorsunuz.

Oktay Dalkıran: Her ay açıklanan işsizlik oranlarının artmasında doğru rakam vermediğini hepimiz biliyoruz ancak şirketimize deneme süresi içerisinde aldığımız bir personeli memnun kalmadığımız bir konu nedeniyle çıkışını yapamıyoruz. Dolayısıyla hem mavi yakada hem beyaz yakada personeller bu konuyu ciddi anlamda işverenlere karşı koz olarak kullanıyor. Dolayısıyla biz bu personelle ilgili ücretsiz izne gönderdiğimiz zaman daha sonrasında açılacak bir davada kaybetme ihtimalimiz oldukça yüksek olabilir. Eğer şirket pandemi sürecinde kısa çalışmadan yararlanmıyorsa veya personeli iki ay sonrasında çıkartmak istiyorsa ancak ücretsiz izne gönderdiyse ne yapabilir? Bu yasak da 31.12.2021’e kadar devam etti. İşverenlerin karşılaştığı bu soruna nasıl bir çözüm getirilir?

Doç. Dr. Resul Kurt: Çok zor bir süreçten geçiyoruz. Hizmet sektöründe 17 Nisan 2020 tarihinde 1 milyon 650 bin kişi çalışıyor. Yiyecek içecek, otel konaklaması sektöründe 1,5 milyon üzerinde insan var. Otellerin çoğu şuan kapalı çünkü misafir kabul edemiyor, misafir kabul edemeyince kapatıyor haliyle… Bu bize fesih yasağı gelmemiş olsaydı birçok işletmenin ani tepkiyle bütün kadrolarını çıkartmak durumunda kalabileceğini ve çok sayıda insanın işsiz kalacağını gösteriyor. Doğru bir işlem yapılarak fesih yasağı getirildi ve işverene kısa çalışma ödenediğinden faydalanma imkanı sunuldu. Kısa çalışmadan faydalanmak istemeyenlere de çalıştıramadığı, iş veremediği işçilere ücretsiz izin kullandırma ve bu kişilerin nakdi ücret desteğinden faydalanması fırsatı sunuldu. Bugün geldiğimiz noktada işletmelerin en büyük sorununun bu olduğunu görüyoruz. Örneğin deneme süresinde işe aldınız ve 1 Nisan 2020’de işe aldığınız personelin 2 ay deneme süresi var. Nisan, Mayıs’da deneyecektiniz ama 17 Nisan’da fesih yasağı geldi. Siz 30 Nisan’da ücretsiz izine çıkardınız ve bugüne kadar ücretsiz izinde kaldı. Bu noktada 1 aylık deneme süresini kullanmış oldunuz ve fesih yasakları bitinceye kadar bu kişinin iş sözleşmesi askıda veya deneme süresi işlemiyor diyebiliriz. 17 Mayıs bitti ve 18 Mayıs günü hala sizin deneme süresinden kalan 1 ay içerisinde fesih hakkınız var. Yani burada işçinin ücretsiz izinde olduğu süre için bu deneme süresine etkisi olmayacaktır. Kaldığı yerden deneme süresindeki fesih hakkını işveren veya işçi kullanabilir.

Oktay Dalkıran: İşçi çıkarma yasağına rağmen işçi çıkarıp ceza ile karşılaşılırsa yararlanılan teşviklerden mahrum kalınır mı? 

Doç. Dr. Resul Kurt: Fesih yasaklarının doğrudan cezası şudur; 1 asgari ücret para cezası vardır. İkinci olarak faydalandığınız kısa çalışma ödeneğini sizden geri alacaklar. Özellikle kısa çalışma uygulanan iş yerlerinde fesih yasağı döneminde işçi çıkarma yasağının çok büyük mali yaptırımları olduğu için kesinlikle tavsiye etmiyoruz. Şuan işletmenin birtakım zorluklarından dolayı böyle bir fesih süreci düşünülüyorsa ücretsiz izin kullanılabilir. Ücretsiz izin 17 Mayıs’a kadar devam ediyor. 

Oktay Dalkıran: İş kazası olması durumunda firmanın kaybettiği bir teşvik var mı?

Doç. Dr. Resul Kurt: İş kazası olmadığında tehlikeli işletmeler için işsizlik sigortası primlerinden bir avantaj olabiliyor, işletmeye parasal destek sağlanabiliyor. İş kazası olmazsa işletmelerin belli bir gün sayısını doldurması durumunda bu haktan faydalanması mümkün. İş kazası olmaması tabiki işletmelere küçük de olsa bir katkı sağlar.

Oktay Dalkıran: Bizde prime dayalı kazanç sistemi var ve mağlumunuz personelin net maaşının üzerinde harcırah, aile yardımı, işte seyyah, görev yardımı, yol harçlığı gibi personelin net maaşını arttırıcı ama aynı zamanda da şirketin ödeyeceği vergiyi düşüren bir sistem var. Bu konu ile alakalı biraz bahsedebilir misiniz?

Doç. Dr. Resul Kurt: İşletmelerin maliyetleri, vergisi, sosyal güvenlik maliyetleri dikkate alındığında o işletmede sıkıntı olduğunu söylüyorsunuz. Türkiye’nin genel sorunu bu, kayıt dışılılık var birçok sektörde maalesef. İşletmeler öncelikle vergi ve sigorta primine tabi olmayan ödemeleri kullanmak suretiyle bir maliyet avantajı sağlayabilirler. Örneğin çocuk yardımı gibi, burada hem vergi hem SGK avantajı var. Örneğin aile yardımı gibi SGK avantajı var, kasa tazminatı gibi SGK avantajı var, SGK priminden muafiyet sağlanıyor veya yol yardımını siz İstanbulkart gibi ani olarak sağlarsanız hem vergi hem de 13 günlük 13 TL vergi ve SGK avantajı var. Bunların haricinde siz harcırah veriyorsanız, harcırah gerçekten kanuna göreyse SGK priminden de, vergiden de avantajınız var. Kişinin maaşına göre belirlenen limit dahilinde harcırah dediğimiz İstanbul’daki bir şirketin farklı bir şehire personeli göndermesi durumunda faydalanabileceği harcırah limitlerinden vergi ve SGK primi muafiyeti söz konusu.

Oktay Dalkıran: Tevkifat kanunu çıktı ve bu konuda ciddi manada kafa karışıklığı söz konusu. Bununla alakalı uygulama esaslarıyla bir paylaşım yapılmadı. Özellikle ajans hizmeti gören üretim yapmayan firmalarımızın bu konuda tevkifatlı kesmeleri noktasında kesin bir netlik var ancak uygulama esasları belirli değil. Bizim sektörümüzü ilgilendiren tarafı itibariyle nakliyede yoğun kullanan bir sektör olduğumuz için ne yapmamızı önerirsiniz, nasıl ilerleyelim?

Doç. Dr. Resul Kurt: Tevkifat konusu uzun zamandır bizde uygulanıyordu, bankalar, vakıf üniversiteleri veya SSK’ya tabi şirketlerde uygulanıyordu. Bununla ilgili açıkcası maliyenin bir tebliği var. Bu tebliğde sayılan mükelleflere verilen hizmetlere göre tevkifatlı fatura kesilme zorunluluğu var. Tabi ben sistem içerisinde hangi şirketler olduğunu bilemediğim için şunu tavsiye ederim. Mesela danışmanlık şirketimizin müşterileri içerisinde bu tevkifatlı fatura kapsamına giren iş yerleri var ve biz o şirketlerlerin faturalarını tevkifatlı kesiyoruz, diğerlerini normal kesiyoruz. Sizin için de tevkifatlı fatura kesme zorunluluğu olmasına rağmen bir tereddüt taşıyorsanız bununla ilgili risk almayalım ve en doğrusu bir dernek olarak mukteza isteyelim. Burada işletmelerin tek tek değilde dernek olarak, açık bir şekilde yapılan faaliyetleri ve hizmet verilen şirketleri yazarak tevkifat kapsamında nasıl bir uygulamaya dahil olacağını söylememiz lazım. Her şirket veya her hizmet konusu için farklı bir tevkifat gündeme gelebilir. Bu anlamda da bir mağduriyete sebebiyet vermemek için derneğin bir aktif şekilde devreye girip özelge alması ve özelgeye göre de dernek üyeleriyle paylaşımda bulunması uygun olur diye düşünüyorum.

Oktay Dalkıran: Sektörün de aslında hem alan hem veren olarak VUK çek yasası ile alakalı birçok soru geliyor. 

Doç. Dr. Resul Kurt: VUK 359 ile ilgili olarak zaten ben bir çalışma yapıyorum. Özellikle bir süredir konu ile ilgili bilgi-belge toparlaması yapıyorum. Bu hafta içerisinde hazırladığım raporu Sayın Cumhurbaşkanımıza arz edeceğim. Sorunu biliyorum ve konunun özellikle her yıl için ayrı ayrı yasa uygulanması kasıt unsuruna bakılmaması ciddi sorunlara sebebiyet veriyor. 

Çek yasasıyla ilgili de bizim ülkemizin sermaye sınırlaması var. Sermayeden bağımsız çek alınınca ödeme sıkıntısı doğuyor. Böyle bir sorun var ülkemizde… Benim şöyle bir önerim var ve önümüzdeki günlerde hazırlayıp raporlaştırmak istiyorum. Her çek koçanına bankanın bir limit tanımlamasını öneriyorum. 100-200 bin TL yıllık cirosu olan bir işletme olarak milyonlarca TL çek yazılmasının önüne geçilmeli. Dolayısıyla 100 bin TL çek koçanı verildiğinde her yaprağa bu çekin en fazla 10 bin TL olabileceğini yazmalılar. Dolayısıyla o çeki alan insan ve bankanın sorumluluğu da, o çek yaprağındaki tutar kadar olmalıdır. Ben 10 bin TL değerindeki yaprağı aldığımda, ödeyemezse bankadan alabileceğimi bilmeliyim. Bu dolandırma da dahil pek çok sorunun önüne geçecektir. İyi niyetli ve gerçekten mağdur olan insanların da kayıpları azalır. Bu konuda çalışmalar yapılıyor ama özellikle çek mağduru hapise girecek olan, pandemi ile ilgili süreçle bağlantılı olarak hapis riski olan insanlarımız var. Bir yanda çek alıp mağdur olmuş, kaşılıksız çıkmış insanlar var. Öbür tarafta çekten dolayı mağdur olan insanlar var, yani bu çek konusu çok hassas bir konu… 

Oktay Dalkıran: Özellikle Anadolu’nun bazı şehirlerinde yurt dışından gelen yabancı uyruklu insanlar yaşıyor. Belirli bölgelerde özellikle Suriyeli, Afganistanlı ve farklı ülkelerden gelmiş olan kayıtlı ve kayıtsız olan birçok insan var. İş gücü olarak özellikle Anadolu’da istihdam ediliyorlar. Aynı zamanda bu personellerin bir iş güvenliği ve sosyal güvencesi yok. Şirketler çalıştırdıkları yabancı personelleri nasıl değerlendirsin ve hangi konulara dikkat etsin?

Doç. Dr. Resul Kurt: Yabancı birini çalıştırmak çalışma iznine bağlıdır. Çalışma izni almadan istihdam edilmesi hem çok ciddi para cezaları hemde işletmenin teşviklerden mahrum edilmesi ihtimalini gündeme getiriyor. Yabancılara yasaklanan mesleklerden değilse mutlaka çalışma izni almak gerekir. Çalışma izni alırken yabancı ülke vatandaşları için belli bir ücret kriteri vardır. Her mesleğe göre değişen asgari ücretin bir katı, iki katı gibi iş niteliğine göre değişir. İş uzmanlaştıkça 6,5 asgari ücrete kadar artan bir oranla ücret ödeme zorunluluğu söz konusu. 
Oktay Dalkıran: Sektörümüz özellikle yurt dışında faaliyet gösteren Turquality kapsamında da olan birçok markaya hizmet veriyor. LCW, DeFacto gibi firmaların yurt dışındaki mağaza kurulumlarını reklam, mobilya ve şantiye görevlerini yapıyoruz. Burada yerleşik bir firmanın oradaki şantiyeye bir elemanını gönderdiği zaman dikkat etmesi gereken konular ve alınması gereken önlemler hakkında ne söyleyebilirsiniz?

Doç. Dr. Resul Kurt: Yurt dışına bir çalışan gönderdiğiniz zaman bu kişinin geçici görevi olacak. Öncelikle kişinin mutlaka Türkiye’de sigortasının olması gerekiyor. Geçici görev yazılarının olması, iş sağlığı güvenliği eğitimlerinin olması, gideceği iş yerindeki uygulamaların en detay konusunda dahil mesleki eğitiminin olması şarttır. En dikkat edilmesi gereken konular, mutlaka geçici görev yazısının olması ve iş sağlığı güvenliği eğitimlerini almış olmasıdır.